- meşgul
- czynny; ruchliwy
Türkmençe-Polýakça Sözlük. 2010.
Türkmençe-Polýakça Sözlük. 2010.
meşgul — sf., lü, Ar. meşġūl 1) Bir işle uğraşan, iş görmekte olan Belediye doktoru, kışın kimya tecrübeleri ile meşguldü. S. F. Abasıyanık 2) Çalışır, kullanılır durumda olan, dolu Telefon meşgul. Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller meşgul etmek meşgul… … Çağatay Osmanlı Sözlük
meşgul olmak — vaktini vermek, uğraşmak, oyalanmak Kâtip daha fazla meşgul olmaya lüzum görmeden genç kızı yalnız bırakıp gitti. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
MEŞGUL — (Şugl. den) Bir işle uğraşan. * Dalgın. * Doldurulmuş, tutulmuş, işgal olunmu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
meşgul etmek — 1) vaktini almak 2) uğraştırmak 3) oyalamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
MEŞGULİYET — Meşgul olma, bir iş yapma. * Uğraşılan ve meşgul olunan şey … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
şagil — meşgul eden; meşgul olmayı gerektiren; işgal eden; bir mülkte oturan … Hukuk Sözlüğü
iştigal — meşgul olma; bir işle uğraşma … Hukuk Sözlüğü
ŞAGİL — İşgal eden, tutan.* Meşgul eden, meşgul edici. * Meşgul olmayı gerektiren. * Bir mülkte oturan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
adamcık — is., ğı 1) Kendisine acınılan kimse Bir tarafa dayanıp durdum. Adamcık benimle hiç meşgul olmuyor göründü. M. Ş. Esendal 2) Yerilen, küçümsenen kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
bağımsız sıralı cümle — is., dbl. Anlam bakımından birbirine bağlı olduğu hâlde özneleri, tümleçleri, yüklemleri ayrı olan cümle Annem, bulaşıkları yıkamaya çalışıyor, kız kardeşim onları kurulamakla meşgul … Çağatay Osmanlı Sözlük
bakmak — e, ar 1) Bakışı bir şey üzerine çevirmek Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim. C. S. Tarancı 2) Aramak 3) Bir şeyin yüzü bir yöne doğru olmak Limana bakan penceresinden deniz görünürdü. O. V. Kanık 4) Bir şeyin… … Çağatay Osmanlı Sözlük